Doç. Dr. Çağlar ERBEK
31 Ağustos–1 Eylül 2025 tarihlerinde Tiencin, Çin’de toplanan ŞİÖ’nün 25. Devlet Başkanları Zirvesi, yalnızca bir platform değişikliği değil; jeopolitik sahnede yeni bir yapılanmanın provasına dönüşüyor. Bu yıl ev sahipliği sorumluluğunu üstlenen Çin, Küresel Güney’in yön veren aktörlerini yeniden bir araya toplarken, Türkiye, Mısır ve Pakistan gibi küresel dinamiklerde belirleyici ülkeleri zirveye davet ederek oyunun kurallarını yeniden yazıyor.
Türkiye: Güçlü Sıfır Noktasında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beş yıl aranın
ardından Çin’e ilk ziyaretini gerçekleştirdi. Bu ziyaret, sadece diplomatik
jest değil; Türkiye’nin Batı ile Asya arasında bir köprü kurma arzusu ve kendi
çok yönlü dış politikasına olan bağlılığının somut göstergesi. Cumhurbaşkanı,
geniş formatlı zirve oturumunda söz aldı ve Şi Cinping ile gerçekleştireceği
ikili görüşmelerde bölgesel dengeleri yeniden şekillendirmeye dönük mesajlar
vermesi bekleniyor.
Mısır ve Pakistan: Etki Sahasını Genişleten Aktörler
Örgütün doğal sınırlarının sınırlarının çok ötesinde, Mısır
da bu zirvede yer aldı; özellikle Başbakan Mustafa Medbuli’nin katılımıyla,
ŞİÖ’nün Afrika hattında aktif bir ağ kurma arayışı açıkça görüldü.
Bunun yanı sıra Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’in
katılımı da hem bölgesel yakınlaşma hem de Hindistan ile yaşanan gerilimin
ardından diplomatik yumuşama çabası bakımından dikkat çekti.
Zirvenin Stratejik Haritası: Hedefler ve Dinamizmler
Bu topluluk, artık yalnızca Batı’ya alternatif bir güvenlik
bloğu değil; ekonomik, kültürel ve teknolojik vizyonlara da ev sahipliği
yapıyor. Zirvede imzalanması planlanan Tiencin Deklarasyonu ve 2035
Stratejisi, ŞİÖ’nü bir defa daha çok kutuplu dünyanın inşasında kritik bir
oyuncu olarak konumlandırıyor.
Zirvenin hayati bir başka yönü: “ŞİÖ Plus” çerçevesinde
20’den fazla ülke ve 10 uluslararası örgüt liderinin bir araya gelmesi. Bu,
örgütün kapsamının Basra Körfezi’nden Afrika’ya uzanan bir kapsayıcılıkla
genişlediğini gösteriyor.
Gölgedeki Gerilimler ve Fırsatlar
Zirvenin gölgesinde, İsrail-Gazze krizi, Ukrayna savaşı ve
ABD-Çin ticaret savaşları gibi derinleşen gerilimler yer alıyor. Türkiye, hem
bu krizlerin arasında çok yönlü bir diplomasi yürütüyor hem de Doğu-Batı arenasında
kendi stratejik özerkliğini pekiştiriyor. Bu da ŞİÖ platformunun artık salt bir
güvenlik ittifakı değil, aynı zamanda krizlere karşı çok boyutlu tepki
verebilecek esneklikte bir yapı olarak işlev gördüğünü gösteriyor.
Çok Kutupsuz Dünyada Çok Yönlü Türkiye
Sahnede birçok figür var: Şi Cinping, Vladimir Putin, Narendra Modi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi. Türkiye, sadece Avrupa sınırlarının ötesinde değil, Asya-Afrika odağında da bir aktör olduğunu yüksek sesle ilan ediyor. Mısır ve Pakistan’ın varlığı ise, ŞİÖ’nün coğrafi ve diplomatik ufkunu genişletiyor.