Doç. Dr. Çağlar Erbek
Özet:
Haziran 2025'te "Yükselen Aslan Operasyonu"
(Operation Rising Lion) adı altında başlayan İsrail-İran savaşı, nükleer
altyapılara yönelik hava saldırıları, karşılıklı balistik füze atışları, hibrit
savaş ve diplomatik gerginliklerle karakterize edilen karmaşık bir bölgesel
çatışma haline gelmiştir. Bu makale, söz konusu savaşı askeri dinamikler,
uluslararası hukuk, vekil güçler, ABD'nin rolü ve geleceğe yönelik senaryolar
çerçevesinde analiz etmektedir.
Giriş
13 Haziran 2025 tarihinde İsrail, İran'ın nükleer
tesislerini hedef alan kapsamlı bir hava operasyonu başlattı. Natanz, Fordow,
Arak gibi yerlerdeki altyapı ağır şekilde tahrip edildi. Aynı gün, İran
tarafından Tahran merkezli olarak yüzlerce balistik füze ve insansız hava aracı
ile misilleme yapıldı. Bu askeri tırmanış, sınırlı bir operasyonu aşarak hibrit
savaşa evrildi. Operasyonun ilk 48 saatinde her iki taraf da büyük kayıplar
verdiklerini bildirse de, bağımsız gözlemciler net hasar tespiti konusunda temkinli
davranmaktadır.
Askeri Strateji ve Hava Üstünlüğü
İsrail, İran hava sahasında önemli bir üstünlük sağlayarak,
özellikle Tahran doğrultusundaki nükleer altyapıların çoğunda ciddi yıkıma
neden oldu. Bununla birlikte, yeraltı tesislerinin korunduğu, özellikle Natanz
alt katmanlarının operasyon dışı kalmadığı bildirildi (Wikipedia, 2025). Demir
Kubbe sistemi çoğu füzeyi etkisiz hale getirse de, uzun vadeli tükenme
senaryoları öne çıkmaya başladı (Economic Times, 2025).
İsrail, aynı zamanda gelişmiş elektronik harp (EW)
sistemlerini kullanarak İran’ın haberleşme altyapısını ve radarlarını geçici
olarak devre dışı bırakmıştır. İsrail Hava Kuvvetleri, ABD yapımı F-35I “Adir”
savaş uçaklarıyla hedeflere yüksek hassasiyetle saldırılar düzenlemiş, bu da
savaşta hava teknolojisinin belirleyici rolünü bir kez daha ortaya koymuştur.
Hibrit Savaş Unsurları
Mossad tarafından İran içine sızdırılan patlayıcı yüklü
mikro drone'lar sayesinde, yerel hava savunma sistemleri ve füze rampaları
çatışma öncesi etkisiz hale getirildi. Bu, istihbarat-temelli hibrit
operasyonların yeni bir evresi olarak yorumlanmaktadır. Ayrıca siber saldırı
cephede sessiz ama etkili bir rol oynamaktadır: İran’ın enerji dağıtım ağlarına
ve iletişim sistemlerine yönelik yoğun bir siber saldırı akışı gözlemlenmiştir.
Bu siber operasyonlar, çatışmanın yalnızca fiziksel değil, dijital altyapıları
da hedef aldığını göstermektedir.
Vekil Güçler ve Bölgesel Konumlanma
İran'ın desteklediği Hizbullah, Husiler ve Iraklı Şii
milisler şu aşamada çatışmaya dahil olmamıştır. Bu durum, Tahran'ın çatışmayı
yayma kapasitesinin sınırlı olduğunu göstermektedir (NYPost, 2025). Özellikle
Hizbullah'ın, Lübnan üzerinden İsrail'e doğrudan saldırmaktan kaçınması dikkat
çekicidir. Bu çekingenliğin nedeni, İsrail’in aynı anda birden fazla cephede
savaşma kapasitesi karşısında caydırıcılığın artmış olmasıdır. Rus uzmanlar bu
savaşı, ABD'nin doğrudan savaşa katılmaksızın, İsrail aracılığıyla İran'ı
zorlaması olarak tanımlamaktadır (Lenta.ru, 2025).
ABD'nin Tutumu ve Rejim Değişikliği Tartışması
Netanyahu hükümeti, operasyonun uzun vadeli hedefleri
konusunda net bir politika beyan etmemiştir. Eski Başbakan Ehud Barak, askeri
yöntemle rejim değişikliğinin "hayalcilik" olduğunu ifade etmiştir
(The Times, 2025). ABD yönetimi ise askeri katılım konusunda temkinli bir tutum
izlemektedir. Başkanlık seçimine hazırlanan ABD, bölgesel çatışmalarda doğrudan
angajman yerine diplomatik yönlendirmeyi tercih etmektedir. Bu politika, İsrail
üzerindeki stratejik baskıyı hem azaltmakta hem de sınırlandırmaktadır.
Uluslararası Hukuk ve Savaş Suçları Tartışması
İsrail'in enerji altyapısı, hastaneler ve sivil tesisleri
hedef alarak uluslararası hukuku ihlal ettiği iddiaları ortaya atılmıştır
(Wikipedia, 2025). İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), bu saldırıların hedef
seçme ilkesine aykırı olduğunu belirtmiştir. Aynı zamanda, İran'ın Soroka Tıp
Merkezi'ne yönelik füze saldırısı da benzer biçimde savaş suçları kapsamında
ele alınmaktadır. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), her iki taraf hakkında da
ön inceleme başlatma çağrıları almaktadır. Uluslararası kamuoyunda “orantılılık”
ilkesine yönelik tartışmalar yoğunlaşmaktadır.
Diplomatik Gelişmeler ve Olası Senaryolar
Cenevre'de süren diplomasinin geleceği, her iki tarafın
savaşı ne kadar sürdüreceğine bağlıdır. Şu anda İsviçre'nin arabuluculuk
yaptığı diplomatik masa, İran tarafından “çifte standartlı” olarak
nitelendirilmiştir. En olası senaryolar:
- Sınırlı
hedeflerle nükleer altyapıyı etkisizleştirme: Bu senaryo, savaşı
bölgesel sınırlar içinde tutarak, diplomatik çözümle sonlandırmayı
hedefler.
- Rejim
değişikliğine yönelik uzun vadeli plan: İsrail içinde bazı siyasi
çevreler tarafından dillendirilmekte ancak hem içeride hem dışarıda
meşruiyet sorunu doğurmaktadır.
- Proksi
ve siber unsurların yoğunlaştığı hibrit sürekli savaş durumu: Bu
senaryo, bölgesel istikrarsızlığı derinleştirir ve yeni aktörleri
çatışmaya çekme riski taşır.
Sonuç
Operation Rising Lion, başlangıç itibarıyla askeri olarak
başarı kaydetmiş görünse de, uzun vadede siyasi hedeflerle desteklenmediği
sürece sürdürülebilirliği tartışmalıdır. İsrail’in taktiksel kazanımları
stratejik hedef eksikliği nedeniyle gölgelenebilir. Diplomatik girişimlerin
başarısı, yalnızca tarafların askeri iradesine değil, aynı zamanda bölgesel ve
küresel güçlerin uzlaşmacı yönelimine bağlıdır.
Kaynakça
- Economic
Times. (2025). Beneath the Iron Dome. https://economictimes.com
- Lenta.ru.
(2025). Иран и Израиль: военно-политические цели. https://lenta.ru
- NYPost.
(2025). Iran's Resistance Axis remains silent. https://nypost.com
- The
Times. (2025). Barak warns against regime change illusions.
https://thetimes.co.uk
- Wikipedia.
(2025). June 2025 Israeli Strikes on Iran. https://en.wikipedia.org
- Human
Rights Watch. (2025). Preliminary Brief on Alleged Violations during
Israel-Iran Conflict. https://hrw.org
- ICC.
(2025). Press Note: Review of Legal Developments Related to Middle East
Escalation. https://icc-cpi.int