Kurşunlar Milli Dış Politikaya Sıkıldı

Çağlar Erbek
0

Terör kanlı yüzünü bu kez İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gösterdi. 28 Haziran akşamı saat 21-22 sularında Dış Hatlar Terminali’nde uzun namlulu silahlar ve bombalarla terör saldırısı düzenlendi. Şu ana kadar açıklanan rakamlara göre bir kısmı yabancı uyruklu olmak üzere 41 kişi yaşamını yitirirken 239 kişi de yaralandı.

İlk belirlemeler göre saldırı 3 terörist tarafından gerçekleştirildi ve saldırganların aşırı dinci terör örgütü DAEŞ (IŞİD) üyesi oldukları tahmin ediliyor.

Tetiği kimin çektiği, bombanın butonuna kimin bastığı bizim açımızdan çok da önemli değil. Asıl önemli olan onlara o tetiği çektiren güçler ve amaçlarıdır. Tetiği ister dinci terör grupları çeksin; isterse etnik milliyetçi terör grupları çeksin, tetiği çektiren arkalarındaki güçtür ve bu güç aynıdır.

Olağan şüpheli olan bu terör gruplarının tamamı aynı merkez tarafından desteklenmekte ve yönlendirilmektedirler. Bölgemizde kan kusan radikal dinci (İslamcı) terör grupları ile etnik milliyetçi (Kürtçü) terör grupları aynı sopanın iki kirli ucudur. Sopa ise efendilerinin elindedir. Efendiler bazen sopanın bir tarafıyla, bazen de öbür tarafıyla vurmaktadır.

Ahmet Davutoğlu görevinden istifa edip yerine Binali Yıldırım’ın gelmesinin ardından birçok insan, dış politikada birtakım değişimler yaşanacağını öngörmüştü. Buna rağmen belki de çoğumuz değişimlerin bu kadar köklü olacağını tahmin etmemiştik. Ancak birileri bunu öngörmüş olacak ki Rusya ve İsrail ile yakınlaşmanın gerçekleştiği tarihi günden sadece bir gün sonra Türkiye’yi kana buladılar.

Sadece iki gün önce (27 Haziran) “Dış Politika Rayına Oturmaya Başladı” başlıklı bir yazı kaleme aldık. Söz konusu yazıda, Rusya ve İsrail ile ilişkilerin yeniden dostluk ve işbirliği temeline oturtulma iradesinin ortaya konulmasının önemine değinmiş ve Türk Dış Politikası açısından tarihi bir gün olduğunu ifade etmiştik.

Gerek İsrail ile varılan anlaşma, gerekse Putin’e gönderilen mektupla Rusya ile ilişkilerin normalleşme rotasına girmesinin doğru adımlar olduğunu ve desteklenerek geliştirilmesi gerektiğini ifade etmiştik.  Gerek bu iki önemli adımın, gerekse bizzat Başbakan Binali Yıldırım’ın ifadesi ile “dostları artırma ve düşmanları azaltma” olarak ifade edilen “Yurtta Barış, Dünyada Barış” olarak da özetleyebileceğimiz geleneksel Türk Dış Politikasına dönüşün birilerini rahatsız etmesi kaçınılmazdı.

Türkiye’nin ulusal çıkarlarını, ulusal güvenlik endişelerini ciddiye almayanlar, Türkiye’nin Rusya ile anlaşarak bölgedeki dengeleri kendi lehine çevirme ihtimalinin doğması karşısında azgınlaşmış gibi görünüyorlar.

Saldırının, zamanlaması, yeri ve biçimi göz önüne alındığında elbette ki toparlanma umudu doğan turizm sektörüne ve dolayısı ile Türk ekonomisine zarar verme niteliği taşıdığı da söylenebilir. Özellikle dış hatlar terminalinde gerçekleştirilen bu kanlı saldırı sanki yeniden Türkiye’ye akın edecek Rus vatandaşlarına ve Rusya’ya da mesaj içeriyor.

Bu yönü ile mutlaka ki turizme olumuz etkisi olacaktır. Ancak ben bu etkinin sınırlı olacağını ve Türkiye’nin bunu zorlanmadan aşacağını düşünüyorum. Kaldı ki hiçbir saldırı Rus uçağının düşürülmesi sonrası ortaya çıkan tablo kadar turizme ve ekonomiye zarar veremez. Bu kadar büyük bir krizi aşmayı başaran Türkiye, böylesi milli politikalar yürüttüğü sürece her türlü engeli aşacak güce ve potansiyele sahiptir.

Sonuç olarak İstanbul Atatürk Havalimanı saldırısının faili kim olursa olsun, asıl fail, Türkiye'nin Rusya ve İsrail ile yeni bir sayfa açmasından ve böylece bölgedeki dengeleri yeniden kendi lehine çevirecek olmasından rahatsızlık duyan güç merkezleridir. Bölgede kurdukları planlar, oynadıkları oyunlar teker teker başarısızlıkla sonuçlanmaya mahkum olan bu güçlerin, kanlı oyunlarını daha fazla tırmandırmayı mı yoksa değişen duruma göre politikalarını revize etmeyi mi tercih edeceklerini zaman gösterecek. Ama Türkiye, yaptığı Rusya ve İsrail hamlesi ile artık bölgenin geleceği hakkında daha fazla söz sahibi olacak ve ulusal çıkarlarını daha güçlü koruyacak gibi görünüyor.

Çağlar Erbek
29 Haziran 2016

Yorum Gönder

0 Yorumlar
Yorum Gönder (0)
To Top